Ocak Geldi, Hoş Geldi

Ocak ayı birçok nedenden dolayı en stresli aylardan biridir. Bunun bir nedeni de hepimizin “Yeni Yıl Yeni Ben” furyasında kendimize koyduğumuz hedeflerimize başlama stresidir. Bir koç olarak yeni yıl öncesi en çok karşılaştığım hedefler sağlıklı yaşam tarzı geliştirmek, kötü alışkanlıkları bırakmak üzerine. Bu tarz hedefler ocak ayı başladıktan birkaç hafta sonra bizi en çok strese sokan hedeflerdir. Harekete geçtikten sonra 3 ila 8 hafta arasında zorluklarla karşılaşmaya başladığımızda ertelemeler başlamakta.

Bu tarz gerginlikler sadece bizde değil, çalışma arkadaşlarımızda, sevdiklerimizde, hayat arkadaşlarımızda da stres yaratmakta. Ocak ayında kendimizi ve çevremizi strese sokmadan yeni yıl hedeflerimize ulaşmak için öncelikle küçük adımlar atmayı unutmayın. Önemli olan yolculuktur. Alışkanlık değiştirmek ya da yeni alışkanlık edinmek o kadar kolay değil. Bu yol uzun bir yol olabilir. Unutmayın ve vazgeçmeyin.

Kendiniz ile alakalı nasıl bir değişim, yenilenme hedefi koyduysanız, mükemmel olmaya çalışmayın. “Yarından itibaren her gün evim pırıl pırıl olacak” ya da “her gün 1 saat spor yapacağım” şunu yapacağım, bunu yapacağım gibi geleneksel ve mükemmeliyetçi planlardan uzak durum. Bu tarz yaklaşımlar size strese sokacaktır. Hareket planlarınızı eğlenceli hale getirin. Arada bir aksiyon planlarınıza uyamayacağınızı, istemediğiniz sapmalar olabileceğini bilin. Mükemmel plan diye bir şey yok. Bir kere başarısızlığa uğrayınca yılmamak için esnek olmayı unutmayın. Çünkü esnemediğimiz yerden kırılıyoruz.

O yüzden hedeflerinize ulaşmak için, daha az stresli bir formatta hareket planları oluşturun. Bebek adımları ile ilerleyin. Her bir adım tamamladığında kendinizi ödüllendirin. Ve daha ileriye gitmek için başarısızlıklarınızdan da ders alın. Kaybetmek yok öğrenip gelişmek var. Sadece vazgeçmeyin. Vazgeçtiğiniz her bir yeni yıl hedefi, bir sonraki yıl sırtınıza “keşke” olarak ilave yük olacaktır.

Yeni yıl, yeni ay ve her şey yeni olabilir.

Karşınıza çıkan fırsatların kaçmasına ve motivasyonunuzun düşmesine izin vermeyin. Her şey sizin elinizde!

Ece Sueren Ok

Önceki İçerikKitap ile Sohbet Ataşehir’de Başladı
Sonraki İçerikTarih Vakfı’ndan Altı Yeni Kitap
Ece Süeren Ok
Ömür boyu gelişim için öğrenmeye düşkün, hareket etmeye tutkun ve paylaşmayı seven, zaman zaman yorucu ve zorlayıcı, yüksek enerjili Anne, İş kadını, İK aşığı , Sporcu ve hep çocuk. Doğduğundan bu yana hep seven ve de sevildiğini hissetmenin vermiş olduğu şans ile 1992 de başladığım kariyerimde sevdiğim yerde sevdiğim işi yapma şansını yakalamış olan ben, 2010 yılında hayat amacımı netleştirdikten sonra daha çok fayda yaratmak için çalışıyorum.