İnsan canlısı iki içgüdü ile doğar: Haz ve saldırganlık. Her insan yaşamı boyunca çeşitli engellemelerle karşılaşır. İşlerin zamanında yetişmemesi, ulaşım engeli, hakkını alamama, yanlış anlaşılma, trafik araçlarının zamanında hareket etmemesi gibi sorunlar veya yaşanan hayal kırıklıkları, ihtiyaçlarımızı giderememe, isteklerimizin karşılanamaması gibi işlerin yolunda gitmediği ve yaşantımızda önemli bir duygusal sorunla karşılaştığımız zaman yaşadığımız duygu ÖFKE’dir.
Öfke genellikle duygusal bir tepkidir, ölçülü olduğu sürece son derece doğaldır ve tüm insanlarda görülebilir. Fakat öfkeyi dile getirişimizde iletişimin yapıcı olması, duyguların sağlıklı bir şekilde ifade edilmesi oldukça önemlidir. Kontrol edilemeyen yıkıcı ve saldırgan tepkilere dönüşebilen aile içi şiddet, çocuk istismarı ve tacizinde, şiddet ve terör olaylarında, sokak kavgalarında ve trafikte yaşanan sözel ve fiziksel şiddet olaylarının arkasında sağlıklı ifade edilmeyen öfke duyguları yatar.
Birçok insan öfke ve benzeri duygularını bastırmaya, inkâr etmeye ve yok saymaya çalışır. Öfke ile ilgili problemini yok sayarak yardım almayı reddeder. Oysa sağlıklı bir şekilde ifade edilmeyen öfke kişilerarası ilişkileri, iletişimi, evlilikleri bozabilir. Doğru yönetilmeyen öfke aile içi iletişimde, işyerinde iyi yönetilmeyen öfke ise çok ciddi krizlere neden olabilir. Uygun yollarla dile getirilemeyen öfke kalp ve damar hastalıkları, gerilim tipi ağrılara, yüksek tansiyon, mide ağrısı, madde bağımlılığı, sigara ve alkol kullanımı, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları gibi birçok sağlık problemine yol açtığı yapılan araştırmalarda da ortaya konmuştur.
Öfkenin belirtileri ve işaretlerine baktığımızda vurma, bağırma, tartışma, aşırı eleştirel olma, tekme atma, yüksek sesle konuşma, isim takma, suçlama, şüphecilik, dedikodu yapma, ön yargılı olma, tehdit etme, saldırgan tutumlar içinde olma, öfke nöbetleri geçirme gibi açıkça kişinin başkalarını incitmeyi ya da çevreye zarar vermeyi istediğini gösteren sözel ve fiziksel taciz gibi belirgin davranışlardır.
Başkalarından uzak durma ve onlarla işbirliğini reddetme, sessizlik, unutkanlık, psikosomatik hastalıklar, depresyon ve suçluluk duyguları, kazaya yatkınlık, işbirliğine karşı direnç, bağımlılık davranışları, aşırı alttan alma, çekingen davranma, ağlama, şiddete ve suça yönelik fanteziler içinde bulunma, yoğun bir rahatsızlık ve stres içinde olma duygusu, mutsuzluk ve gerginlik, güceniklik ve ruhsal acı çekme duygularının varlığı gibi belirtiler ise ÖFKE’nin dolaylı olarak ifadesini içeren belirti ve işaretlerdir(Davranış Bilimleri Enstitüsü).
Öfkesini devamlı olarak bastıran, ortaya koymayan kişilerde psikosomatik hastalıklar ve depresyon gibi belirtiler görülebilir. Bu nedenle öfkeyi sağlıklı bir şekilde dışa vurmak çok önemlidir. Olaylar ya da insanlar karşısında gösterilen içsel ve dışsal tepkilerin kontrol edilmesi, onların yapıcı şekilde yönetilmesi gereklidir. Gevşeme tekniklerinin uygulanması ve düşüncelerin yeniden yapılandırılması öfke duygusunu sağlıklı kanalize etmenin yollarından biridir.
Kişiler, öfke ile başa çıkmak için onu bastırmak ya da saklamak yerine, bu duyguyu tanımak, kabul etmek, doğru yönetmek, öfkenin zararlı etkilerinden kurtularak yapıcı bir şekilde ifade etme yollarını bulma çabası içinde olmak ruh sağlığını korumanın önemli yollarından biridir.
Kaynakça
Friedman, M., Rosenman, R.H. (1974) Type A Behavior and Your Heart, Knopf, New York, NY, Tavris, C. (1989). Anger: The misunderstood emotion. New York, NY: Simon & Schuster.
Madlow, L. (1972). Anger: How to recognize and cope with it. New York: Schribners. Madow, L Kellner, M. H., Bry, B. H., & Colletti, L. (2002). Teaching anger management skills to students with severe emotional or behavioral disorders. Behavioral Disorders, 24