Bu hafta ilk orta öğretim okulları eğitim yılına ara veriyor. Koskoca bir yıl çocuklarımızın bünyelerinin her zerresi dersler, sınavlar, etkinliklerle doldu taştı. Her geçen anlarını yeni bilgilerle doldurdular. Cuma günü, bu çalışmaların meyvesi olan karneleri alma günüdür.
Kimi çocuk tam notla dolu ve birkaç başarı belgesiyle gelirken kimi çocuk pek çok düşük notu ile karnelerini biz ebeveynlerine sunacaklar. Başarılı olana tavır malum, asıl karne notu düşük olanlara olacak tepkiler beni endişelendiriyor. Aranızda, çocuğu karnesinde kırık notla gelecek anne baba var mı bilemiyorum. Peki, sizde mi bilmiyorsunuz O meşhur karnenin nasıl geleceğini? Şayet hiçbir fikriniz yoksa zaten o notların hepsi sizin eseriniz bilesiniz.
Bir ebeveyn çocuğuna gün içinde belli aralıklarla ‘Ders çalış, haytalık yapma! ‘diye seslenerek ders çalışmasına çok teşvik ediyor ve karne önüne gelince ‘Oğlum / kızım ben sana çalış demedim mi, bak karne kırıklarla dolu’ demesi ne kadar doğru? Burada diyeceğiz ki ne yapsın bu anne baba hep mi fedakâr? Çocuğun yediği içtiği önünde, giydiği üstünde, harçlığı cebinde daha ne olsun? Bütün bir sene boyunca yalnızca fiziksel ihtiyaçlarını karşıladığınız, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarıyla ilgili hiçbir şey paylaşmadığınız ve sadece yapması gerekenler konusunda komut verdiğiniz çocuğunuzun dersleri ile ilgili yaşadığı sorunlar hayli olağandır.
Bir çocuk takdir alınca da durum benzerdir. Bir çocuk kendi olağan yeteneği ile iyi notlar alan bir öğrenci olabilir. Yalnız normal seviyedeki bir öğrencinin ille de takdir alması için ona gece gündüz ders çalıştırmak, okul haricinde neredeyse her dersten özel eğitmenle çalışmasını sağlamakta çocuğun sosyal ve asıl istediği eğitim ihtiyaçları ile ilgili hiçbir şeyi dikkate almamak çocuğun başarılı olduğunu göstermez. İleride zamanında derslerinde başarılı bununla beraber kariyerine sosyal hayatına yön veremeyen bir birey olarak yetişmesine neden olacaktır. Düşünelim ülkemizde sınavlardan yüzlerce çocuk tam puan alınıyorken kaç tane çocuğumuz, uluslararası başarılarda yer alıyorlar?
Eğitim sistemini bu kadar eleştiriyorken çocuklara her iki davranışla zarar vermiş olunur. Onları sadece notları için yüceltmeyin veya gücendirmeyin. Not hiçbir şeydir, hem de hiç. Merhametli, vicdanlı, sevgi dolu, faydalı birey olmaları için çalışmak her şeydir. Düşünün ki bizler bazen çok yoğun çalıştığımızda isyan ediyor ‘Off! Her işi de ben mi yapacağım’ diyebiliyoruz. Düşünün ki eğitim sistemi her geçen gün çocuklarımızın önüne farklı başarı bariyerleri koyuyor ve çocuklara ‘Ya tamsın, ya tamamen eksik’ diyor.
Çocuklarınızı dinleyin. Başarılı olamadıkları derslerde sorun nerede ise iyi irdeleyin. Belki dersi anlatan eğitmenin tarzı sizin çocuğunuzun öğrenme şekline uygun değildir ve dersi takip etmekte zorlanıyordur. Belki sınıfında zorbalar vardır ve onun dikkatinin çabuk dağılmasına neden olup dersi dinleyip anlamasına engel oluyordur. Bunları nasıl bileceğiz? Çocuklarımız en iyi benim diyen okulda okusa dahi her anlarında yanlarında yer alarak onları dinleyerek ve iletilen sorunları her yönden değerlendirerek bilebiliriz.
Çocuğunuzun karnesi gelince aldığı takdirde olsa veya kırık not da getirse başkaları ile karşılaştırmayın. Düşünün ki sizi kayınvalideniz bir diğer gelini örnek vererek karşılaştırıyor, patronunuz bir başka çalışanı ile veya çalışanınız kurumunuzu farklı bir kurum ile. Nasıl hissedersiniz?
‘Benim kızım/oğlum çok akıllı çok Ayşe teyzesi’ demek de çocuğa zarar verir. Artık cümle âleme duyurulmuş başarı altında ezilir başarısızlık ihtimalini artık kendi için hiç düşünemez.
En iyisi mi sonuçlar her ne olursa olsun gelecek planınızı hep beraber belirleyin. Fırsatınız varsa bir profesyonel eğitim koçundan destek alarak veya kendiniz belli planlamalar yaparak. Haydi, anne babalar sarılın çocuklarınıza onlar tüm sene yoruldular. Bebekken ilk yıkadığınız gün öpüp nasıl içinize çektiyseniz kokusunu içinize çekin yine. Not hiçbir şeydir hayata her yönüyle hazır olabilme becerisi her şey. Güzel bir tatili hak eden tüm öğrencilere iyi tatiller diliyorum. Her nerede olursanız olun yanınızda okuyacağınız bir sürü kitabınız, keşfedeceğiniz yeni şeyler için merakınız ve bir sürü oyununuz olsun. İyi tatiller.
Didem Yeşim Pektok