Amerikalılar son iki haftadır , televizyon programlarında, gazete başlıklarında, birbirleriyle konuşmalarında, “Okullarımız ne kadar güvenli? Daha güvenli olması için ne yapabiliriz? Silah satışlarına limit mi gelsin? Silah kontrol yasasında değişiklik mi yapılsın?” gibi sorularına cevap arıyor.
Onlara bu soruları sorduran trajik olay, 14 Aralık 2012 sabahı Connecticut eyaletinin Newton kasabasında gerçekleşti.
20 yaşındaki genç Adam Lanza, önce evde annesini öldürüyor ve sonra üzerinde silahlar ile annesinin yedek öğretmen olarak çalıştığı Sandy Hook ilkokuluna gidiyor. Ve başta okul müdürü olmak üzere 6 okul çalışanı ve 6-7 yaşlarındaki 20 masum çocuğu gözünü kırpmadan tarıyor.Onları öldürdükten sonra da tabancasını başına dayayarak kendi ölümünü gerçekleştiriyor.
Bir anda Hollywood filmlerinden vahşi bir sahneyi seyrediyormuş hissine kapılabilirsiniz ama bu olay ne yazik ki, gerçek olamayacak kadar gerçek…
Amerikalılar Newton kasabasının acısını tüm yüreklerinde paylaşırken, böyle trajik ölümlerin daha önce de yaşandığı ülkelerinde ‘ne gibi önlemler alınması’ konusunu gündeme taşıdılar. Okullar için yapılan önerilerden bazıları:
- Her okula kurşun geçirmez cam takılsın,
- Kapıda bir güvenlik görevlisi olsun,
- Okula giriş çıkışlar titizlikle kontrol edilsin,
- Öğretmenler silah eğitimi alsın, silah taşısın,
- Okullardaki kamera sayısı arttırılsın,
- Hava alanında olduğu gibi cihazlarla okula giriş sağlansın gibi bazıları gerçekçi olamayacak kadar saçma önerilerdi.
Ulusal Okul Güvenlik Yöneticisi, Ronald Stephens, “ Önce kendimiz okullarda nasıl bir kültür yaratmak istiyoruz ? Eski vahşi batıda olduğu gibi okullarda iki tarafımızda silahlar ile mi dolaşalım? Yoksa okullarda çocuklarımıza olumlu bir okul iklimi , okul ortamı mı yaratmalıyız’ once bunu bir anlayalım diyor.
Bu feci olay yaşanmadan önce de ülkedeki okullar güvenliğe önem veriyorlardı.
Mevcut durumda ne yapılıyor? Sorusuna cevap olarak , oğlumun ilkokulundan ve ülkede gözlemlediğim diğer okullardaki benzer sistemden bahsedecek olursak;
ülkede ilkokullar ve genelde birçok okul tek katlı ve bir ana giriş kapısı dışında her sınıfın da bahçeye açılan bir kapısı mevcut.Acil durumlarda tüm öğrencilerin ana kapıya yoğunlaşması böylece önlenmiş oluyor.
Her öğrenci okula başlar başlamaz okuldaki alarm sistemine karşı eğitiliyor.
Yangın Alarmı: Her ay tekrarlanıyor. Öğrenciler hiç konuşmadan(konuşmak yasak) sınıftan çıkıp, 40 feet uzaklığı varıncaya kadar yürüyorlar. Anons ile herşeyin yolunda olduğu söylenene kadar bekliyorlar ve sınıflarına geri dönüyorlar.
Kilitlenme Alarmı: Öğrenciler biliyorlar ki, bu alarm ile okulda tehlikeli bir durum yaşanıyor. Tüm kapılar kilitleniyor, sınıf perdeleri kapatılıyor, ışıklar söndürülüyor, öğrenciler öğretmenlerinin gösterdiği sınıftaki en güvenli köşede bekliyor , mikrofondan yapılan anons ile herşey normale dönüyor ve bu alarmda her yıl en az üç kez tekrarlanıyor.
Okulu Boşalt Alarmı: Yılda bir, bazen iki yılda bir yapılıyor. Öğrenciler daha önceden belirlenmiş bir bina ya da en yakın bir okulun spor salonuna yürüyor, orada bekliyor ve yeni bir anons ile tekrar okullarına dönüyor.
Okulu ziyaret etmek isterseniz, önce okul kapı zilini çalıyorsunuz ve ofis çalışanı sizi kameradan görüyor ve otomat ile kapıyı açıyor, eğer sizi tanımıyorsa mikrofondan konuşup, sonra içeri girmenizi sağlıyor. Önce ofise uğrayıp, defteri imzalıyorsunuz ve ziyaret amacınızı, kiminle görüşeceğinizi belirtiyorsunuz.Ve yaka kartı taşıyorsunuz.
Rutin günlerde sistem böyle işlese de, okuldaki müzik konserlerinde, resim sergilerinde v.b. aktivitelerde her veli ya da ziyaretçi çok rahatlıkla okula girip çıkıyor.
Güvenli mi? Hayır ama suç oranının olmadığı güvenli bir kasabada böyle tehlikeli olayların olacağına ihtimal vermiyorsunuz, tıpkı Newton kasabası gibi…
Sadece okullarda değil, özgürlükler ülkesi Amerika’da havaalanı dışında gittiğiniz her yerde ,alışveriş merkezlerinde,otellerde v.b. alanlarda Türkiye’de olduğu gibi cihazlarla girişler yapılmıyor. Türkiye’deki terör olaylarından sonra hayatımıza giren güvenlik sistemleri şimdilik bu ülkede yok. Belki de hiç olmayacak. Umarız böyle acı olaylar bir daha yaşanmaz ve tüm eğitim kurumlarında çalışanlar, öğrencilerin güvenliği için daha kalıcı çözüm yolları bulurlar.
Yazımızın başlığında ‘Okullarımız ne kadar güvenli?’ derken acaba yaşadığımız ülke/ülkeler , “Dünyamız ne kadar güvenli?” sorusuna cevap arıyor muyuz?
Güçlünün güçsüzü silah gücü ile tehdit ettiği insanlar/ülkeler de bir Adam Lanza değil mi?
Bir DÜNYA düşlüyorum:
Silahların olmadığı, silah kelimesinin sözlüklerde bulunmadığı, sınırların kalktığı, eşitsizliklerin olmadığı, bu geçici dünyada ve kısa ömrümüzde herkesin birbiriyle kardeşse, barış içinde huzurlu olarak yaşadığı,hoşgörü ortamının hakim olduğu,kimsenin diğerinin kişisel haklarına karışmadığı, nükleer silahlar, füzeler,savaş ve kavga yerine müzik,edebiyat,kitap,resim sanatını konuştuğumuz, çevre ve doğayı koruduğumuz , din-dil-ırk-renk ayrımının olmadığı, üretken,yaratıcı, çağdaş , önyargısız insanlarla dolu bir dünya.
Çok şey mi istiyorum?
Dünya insanı olmamız dileğiyle…
Hoşgeldin 2013,umarım “hayırlı” geldin.