Son yıllarda çok fazla iş ve biyografi kitapları okudum ve itiraf etmeliyim ki iş hayatını direkt olarak besleyen psikoloji, sosyoloji ve spiritüel konuları biraz ihmal ettim.
Bu konulara biraz yoğunlaşmak istiyordum ki, Ramazan Bayramı öncesi bir yerde “Düşüncelerinizi değiştirirseniz, kaderinizi de değiştirirsiniz” diye bir söz okumuştum. Sözün sahibi Joseph Murphy’di.
Bunun üzerine J. Murphy hakkında biraz araştırma yaptım ve aşağıdaki diğer sözlerini keşfettim:
“Geleneksel yöntemlerden bağımsız düşünün ve plan yapın. Her sorunun bir cevabı ve çözümü olduğunu bilin.”
“Hayal gücü en büyük yeteneğinizdir. Güzel ve iyi olanı hayal edin. Siz hayal ettiğiniz kişisiniz.”
“Zihniniz gevşediğinde ve bir fikri kabul ettiğinizde, bilinçaltınız bu fikri hayata geçirmek için işe koyulur.”
İş hayatımda benim de motivatörlerim bunlara benzer sözler ve düşünceler olmuştur.
Zaman kaybetmeden Joseph Murphy’in “Bilinçaltının Gücü” isimli kitabını aldım ve bayram tatili boyunca ilgiyle okudum. Bilinç ve bilinçaltının işlendiği, düşünce gücünün mükemmel bir şekilde anlatıldığı bu kitaptan, ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir paragrafı aynen aktarıyorum:
“Bilinç, bir geminin rotacısı ya da kaptanı gibidir. Gemiyi o yönetir. Motor odasındaki kişilere komutlar gönderir. Bu kişiler sırayla kazanları, aletleri, ölçüleri vb. kontrol ederler. Motor odasındakiler nereye gittiklerini bilmezler; sadece komutları yerine getirirler. Eğer kaptan pusulaya, sekstanta ya da diğer aletlere bağlı bulgulara dayanarak hatalı ya da yanlış talimatlar verirse, kayalara bindirebilirler. Kontrol ve sorumluluk kaptanda olduğu için, motor odasındakiler ona itaat ederler. Kaptan ne yaptığını bilmek durumunda olduğundan, mürettebat onunla tartışmaz, yalnızca emirlere uyar.
Kaptan gemisinin efendisidir ve istekleri yerine getirilir. Aynı şekilde, bilinciniz de geminizin –yani bedeninizin, çevrenizin ve ilişkilerinizin- kaptanı ve efendisidir. Bilinçaltınız, ona bilinçaltınızın inandıklarını ve doğru kabul ettiklerin, esas alarak verdiğiniz emirlere uyar. Emirleri ve bunların temelini sorgulamaz.”
İş hayatı, kariyer veya özel hayatınızda olumsuz düşünce kalıplarınızdan kurtulunuz. Zihinsel ve bedensel iyileşme için çok önemli önerilerin ve kolaylıkla yapılabilecek uygulamaların bulunduğu bu kitabı spiritüel konularla ilgilenenlerin okumasını öneriyorum.
Ancak kitabın çevirisinde bazı hataların, cümle düşüklüklerin ve anlam bütünlüğünü bozan bazı ifadelerin olmaması daha iyi olurdu. Yabancı dilde yayınlanan kitapları başka bir dile çevirmek çok hassas bir çalışmadır. Yabancı dili iyi bilmeniz yeterli değildir, kitabın konusuna hâkim olmanız, akıcılığı sağlamak için çeviri yapılan dillerdeki karşılıklı deyimleri eşleştirmeniz, gerekirse anlam bütünlüğünü bozmadan, farklı cümleler kurmanız gerekebilir. Kelime kelime aynen tercüme etmek, çeviri kitaplarında çok tercih edilen bir yöntem değildir. Buna rağmen kitabın okumaya değer olduğunu belirtmek isterim.
Kitabın 73. sayfasındaki bir ifade ile bu haftaki kitap önerimi tamamlıyorum:
“İnancın toprağa ekilen bir tohuma benzediğini, ancak bakılırsa büyüyeceğini bilin. Fikri (tohumu) zihninize ekin, onu umutla sulayın ve gübreleyin. Böylece kendini gösterecektir.”
Bu arada yeni bir aya başladık ve kitap önerilerimde 30. haftayı geride bırakmışım. İnsan fark etmiyor ama zaman su gibi akıp geçiyor.
Bilinçli olarak başladığım bu serüven, bilinçaltımı yeni ve farklı kitaplar bulmaya doğru harekete geçiriyor…
Hakan Okay