Okurun Gözünden: Melike İlgün’den “Paramparça” Bir Roman

“O mavi gözlü bir devdi / Minnacık bir kadın sevdi / Kadının hayali minnacık bir evdi / bahçesinde ebruli / hanımeli / açan bir ev” mısralarıyla başlıyor Nâzım’ın Mavi Gözlü Dev şiiri. Peki, hiç merak ettiniz mi bu şiirin öyküsünü?

Kitap ile Sohbet İzmir’in bu sezon kitaplarından biri Melike İlgün’ün Paramparça isimli son romanıydı. Kitabın kapağında bir kız çocuğunun salıncakta sallanırken ufka bakan görüntüsünün hemen yanında “Bir şiir okudum, bedelini kaç hayat ödedi” yazıyordu. Kitabın arka kapak yazısı ise Nâzım’dan yola çıkarak Türkiye tarihinde gezineceğimizin izlerini veriyordu bize.

Melike İlgün öncelikle ekranlardan tanıdığımız bir yüz. 2009 yılında ilk romanını yayımlamasıyla birlikte yazın hayatına adım atmış. Gerçek ile kurguyu bir araya getirmeyi sevdiğini diğer romanlarından da görüyoruz. Nitekim bu romanında da gerçek ile kurguyu bir araya getirmiş İlgün, Nâzım’ın hayatını aşkları üzerinden anlatırken, günümüz yayın dünyasından bir editörün bir proje için Nazım’ın hayatını araştırması sırasında kendi geçmişinin bilinmeyenlerine ulaşmasını okurun heyecanla takip edeceği bir kurguyla yazmış.

Tarihi veya biyografik olarak konumlayamayacağımız bu romanda ana karakter Zeynep. Zeynep, hikâyeyi kocası Sinan ve kızı Peri ile aile, evlilik ve baba konularına, yakın arkadaşı Zehra ile günümüz yayın dünyasına, proje fikrinin sahibi Uluç Bey ve Zeynep’in annesi Ahsen Hanım ile 80’lere, proje arkadaşı Kerem ile Nâzım ve Nâzım’ın aşklarına, Güleser Hanım ile de kendi hikayesinin çözümüne bağlıyor. Kitap ile Sohbet için konuşacak çok fazla konu var değil mi?

Melike İlgün romanında son derece basit bir dil kullanmayı seçmiş, Nazım’ın hayatına dair bölümleri ise müziği daha çok hissedilen bir dille yazmış. Bu yönden kendimize de baktığımızda Kitap ile Sohbet İzmir’de çok iyi ve ısındırıcı bir başlangıç kitabıydı.

Kitabın bir de Nazım’ın hayatından fırlayan kahramanları var. Piraye, Münevver, Galina ve Vera. Nazım’ın hayatındaki minik devler kimi zaman üzdüğü, kimi zaman geride bıraktığı, kimi zaman mutlu ettiği ama hep aşık ettiği kadınlar bunlar. Zamanın koşullarında birçok güçlüğe de göğüs germiş bu kadınların hikayelerini okurken Nazım’ın hayata karşı olan tutkusunu, aşkı, kadının ve erkeğin durumunu sorgulamak, hatta yer yer Nazım’a öfkelenmek mümkün.

Kitabın ana hikayesinin zamanı günümüz olmakla birlikte tüm hikâye bizi 1940’lar, 50’ler, 70’ler ve 80’lerde dolaştırıyor. Böylelikle biz de bu zamanlar hakkında konuşma fırsatı bulduk. Aile ve evlilik sorgulaması ise en çok üzerinde durduğumuz konuydu sohbetlerimizde.

Melike İlgün ana düğümün çözümünü kitabın oldukça sonuna saklamış. Bu sebeple son 40 sayfayı merakla ve daha da hızlı okumanız mümkün. Buradaki hikâye ise çok keyifli olmasa da acıklı ve sağlam. Kitabı okursanız bir şiirin – Mavi Gözlü Dev şiirinin kesiştirdiği hayatların ve Mavi Gözlü Dev şiirinin hikayesini nasıl bulduğunuzu bu yazının altına paylaşırsanız çok sevinirim. Kitap hakkında bir de tanıtım yazısı yazmıştım BirGün Gazetesi’nde. Okumak isteyenler için linkleri buraya bırakıyorum.

Siz de her Perşembe 11.00-13.00 arası Alsancak’ta yaptığımız sohbetlerde aramıza katılmak isterseniz @erbilberil Instagram hesabından bana ulaşabilirsiniz.

Beril Erbil

Önceki İçerik2018’in En Çok Okunan Kitapları
Sonraki İçerik2019’da Küçük Sevinçlerle Uçuş Planı
Beril Erbil
1982 yılında İzmir’de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2012 yılına kadar perakende sektöründe çalıştı. Kurumsal hayata veda etmesinin ardından 2013’te Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde Sosyal Bilimlerde İnsan Çalışmaları üzerine yüksek lisansa başladı. Bitirme projesini Franz Kafka’nın Dönüşüm Adlı Eserinde Yabancılaşma üzerine yaptı. 2015 yılında Yazı Çizi Çeki Atölyesi’ni hayata geçiren Beril Erbil, edebiyat atölyeleri düzenliyor, kurumsal eğitimler veriyor; editörlük, edebiyat ve öykü çalışmalarına devam ederken çeşitli dergi ve gazeteler için yazılar yazıp söyleşiler yapıyor.