Olimpiyatlar ve Mülteciler

Bu fotoğraf Euronews'den alınmıştır.

Bu yaz spora doyacağız gibi gözüküyor. 2024 UEFA Avrupa ligi İspanya- İngiltere final maçı henüz bitti. 2024 Paris Yaz Olimpiyatları (26 Temmuz-11 Ağustos) hayli sansasyonel bir açılışla başladı.

Olimpiyatlar denince aklıma ilk gelenler yarışma, heyecan, ter dökmek, müsabaka, barış, bir araya gelme, kalabalıklar, renk, cümbüş, yenmek-yenilgi, kazanmak-kaybetmek, hoşça vakit geçirmek, centilmenlik, fair play (adil oyun). Sizin aklınıza neler geliyor? Olimpiyatlara dair unutamadıklarınız neler? Bakalım bu sene olimpiyatlar, hangi olay ve ilklerle hafızalara kazınacak?

2016 Olimpiyatları

2016 Olimpiyatları’nda yine birkaç ilke tanık olmuştuk. O sene olimpiyatlar, ilk kez Güney Amerika’da (Brezilya) yapılmıştı, iki spor dalı daha listeye eklenmişti (golf ve 7 kişilik rugby) ve ilk kez bir mülteci takımı yarışmıştı.

Mülteciler, olimpiyat oyunlarına katılma hakkı alabilmelerine rağmen; kendi (mülteci) bayraklarını taşıyamamışlardı. Mülteci takımı, oyunların açılış töreninde, olimpiyat bayrağıyla tur atmıştı ve madalya törenlerinde ülkelerinin milli marşları yerine olimpiyat marşı çalınmıştı.

Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (IOC); mülteci yarışmacıların müsabakalar sırasında kendi (mülteci) bayrakları taşımasına şimdilik izin vermiyor. Ancak statta seyirciler tarafından destek amaçlı kullanılıyor. Açık turuncu renkte, ortasından siyah bir bant geçen ve can yeleğini temsil eden bayrak, Suriyeli bir mülteci olan Yara Said tarafından tasarlanmış.

2024 Olimpiyatları

Maalesef, doğal afetler ve insan eliyle yaratılan krizler neticesinde dünya mülteci nüfusu giderek artmakta. Bu artışa paralel, 2016’da Rio’da 10 olan mülteci sporcu sayısı, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda 29’a, son olarak 2024 Paris’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi kayıtlarına göre 37’ye yükseldi.

Açılış gecesi fark ettiyseniz Mülteci Olimpiyat Takımı, yine olimpiyat bayrağı ile geçiş yaptı. Yalnız bir farkla. Formalarında olimpiyat logosu yerine kendi logoları vardı. Logoda birden fazla ok ve ortada kırmızı renkte bir kalp işareti var. Tasarım, evini terk etmek zorunda kalmış mültecilerin geri dönüş yolunu bulabilmesi anlamını taşımaktaymış. Bence umut aşılayan bir amblem olmuş.

Mültecilerin en çok yaraşacağı alanlardan biri yine atletizm olacakmış. Katıldıkları iki olimpiyatta eli boş dönen Mülteci Spor Takımı, bakalım bu sene madalya alabilecek mi? 2024 olimpiyatlarının bir ilki, açılış töreninin tarihinde ilk kez stadyum dışında yapılmasıyla gerçekleşti. Bütün dünyadaki mültecileri temsil eden bir takımın, madalya kazanması da güzel bir 2024 Olimpiyatı ilki olmaz mı?

Ne dersiniz?

Şeyda Bodur

Önceki İçerik23.Ozanın Günü ve Homeros Okuması, Bozcaada
Sonraki İçerikSanatçı Genco Erkal Veda Etti
Şeyda Bodur
Kendini anlatmak dünyanın en zor şeylerinden biri bence. Sürekli değişip dönüşürken, yaşam biteviye bizi şekillendirirken, sahi ben kimim? Değişmezlerim var mı, varsa neler? Dilerseniz beni yazılarımdan sizler tanıyın. Yine de beni heyecanlandıran kavramlar ortaya bırakayım, birer ipucu niteliğinde; Akdeniz, çiçekler, iletişim-İkizler burcu, Boğaziçi üniversitesi, kız kardeş, hak-miras, nezaket, ilk yaz, disiplin-aylaklık, Türk kahvesi, demli çay-simit, kiraz-karpuz, keyif, keşif, denge, dönüşüm, mistik, holistik, seyahat, sahici paylaşımlar, samimi sohbetler... Burada sadece yazmaktan ve okumaktan bahsetmek istiyorum. Neden mi yazıyorum? Biliyorum bencilce olacak, herşeyden önce bana iyi geliyor. Düşüncelerim netleşiyor, duygularım alan buluyor, sakinleşiyorum, sadeleşiyorum, “O”lanla hizalanıyorum, kendimi ifade ediyorum, üretiyorum, yaratıyorum, yüreğimi ortaya koyuyorum, yaşama katılıyorum, meydan okuyorum, “ben de varım” diyorum, belki ortaklık arıyorum ve daha nicesi...Satırlara sığmaz. Neden mi okuyorum? Sözü bir Usta’ya bırakmak istiyorum izninizle, ne bir kelime eksik ne bir kelime fazla... “Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda, meltemi senden esen, soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır…” Edip Cansever