Parfümün Dansı, Tom Robbins

Parfümün Dansı, Tom Robbins

Parfümün Dansı benim en sevdiğim kitaplar arasına koyabileceğim bir kitap… Hayal gücünün bu kadarına da pes dedirtiyor. Tom Robbins’in zekâsının genişliğine  hayran olmamak imkânsız.

Tom Robbins, Parfümün Dansı

Thomas Eugene Robbins, (d. 22 Temmuz 1936), Amerikalı roman ve kısa hikâye yazarı. Robbins, “Oyunculuk, uçarılık değil bilgeliktir” görüşünü ön plana çıkarıp çılgınlık derecesinde oyuncu romanlar yazıyor. Romanları, hayatın daha ciddi yanlarını inkâr etmez; “her şeye rağmen mutluluk” ilkesinin savunuculuğunu yapar. Bu ilkenin içerdiği mesajı, romanlarındaki karakterlerin felsefeleri ve aynı zamanda da incelikli yazı biçimiyle iletir. Edepsiz kelime oyunları, alakasız sonuçlar, zıtlık içeren ifadeler, ara sözler, Robbins’in anlatımının belli başlı özellikleridir. Romanları yalnızca edebi uzlaşımları değil, insanoğlunu tatmin etmenin en iyi yolu hakkında toplumda yer alan varsayımları da sorgular. Robbins, panteizm, mistik Doğu dinleri ve Yeni Fizik gibi çeşitli kaynaklardan alternatif düşünceleri bir araya getirir.

Ölümden kaçarken ölümsüzlüğün peşine düşen kral Alobar ile geleneklerden kaçan Hintli  Kubra’nın 600 yıla yayılan aşk hikâyesi… Ve bu 600 yıllık yolculuğa eşlik  eden pis kokulu, keçi ayaklı, zevk ve bereket tanrısı Pan.  Pan’ın kötü kokusunu  gizlemek için parfüm üretmeleriyle  devam eden bir hikâye.

Kitaptaki erotizm kurgunun içine ustaca yerleştirilmiş. İnsanın kalbiyle yaşamasını  savunan kendi kendinin kralı  Alobar… Kama-sutrayı tüm incelikleri ile bilen koku bilgesi  Kubra  ile zevk ve bereket tanrısı Pan’in 600 yıl süren yolculuğu… Pancara artık başka gözle bakacaksınız.

Kitap ilk önce Pancarın Dansı olarak basılmış ve çevirisini Aziz Üstel yapmış. Bu baskı artık satışta yok.

Pan

Geçen yıl Arkeoloji Müzesi’ne gitmiştik kızımla; Pan’ın  heykelini görünce ikimiz de aynı anda  koştuk, sanki bir tanıdığa bir arkadaşımıza rastlamış gibi olmuştuk.

Kitaptan

Doğmak ve ölmek kolaydı. Zor olan hayatın kendisiydi.

Yaşamın, teknolojinin, bilimin belirlediği düzen ve akış yerine; doğanın ve kendinin belirlediği akışı ve düzeni belirle. O zaman yaşamdan zevk alacaksın, dene de gör.

Başkalarına müsaitsen, beni meşgul etme!

İnsanlar akılla ağırlanmaz, hafifler. Ne kadar akıllı olursan o kadar hafiflersin… 

Önceki İçerikÖzgür Kadınlar, Lou Andreas Salomé
Sonraki İçerikBile Bile Lades Demeyin, “Bugün” Başlayın!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz