Hepimizin çok sık yaptığı bir hatadır bu; “problem çözümüne odaklanmak”. Oysa asıl olan, o sorunun çıkmamasına odaklanmak olmalıdır.
Büyük sorunlar aslında daima açık açık öylece bize doğru bakarlar bakmasına da pek çok kişi onları;
NASA uzayda tükenmez kalemlerin yer çekimi olmadığı için kullanılamadığını fark etti. Çünkü mürekkep aşağı doğru akmıyordu… Amerikalılar yıllar süren, milyonlarca dolara mal olan araştırmalarla ve çalışmalarla sonunda uzayda da yazan tükenmez kalemi ürettiler. Uzayda yazabilen kalem ilaveten yerçekimsiz ortamda, yukarı yönde, suyun altında ve sıfırın altından 300 dereceye kadar olan sıcaklıklarda da yazı yazabilmeyi sağlıyordu!
Aynı sorunu uzay çalışmalarında iddialı olan Ruslar da çözdü! Kurşun kalem kullanarak…
Bir başka örnek: Büyük, Japon kozmetik firmalarından birine bir şikâyet gelir; “Müşterilerden birinin aldığı sabun kutusu boş çıkmıştır”. Yetkililer derhal üretimden çıkıp, paketlenen sabun kutularını sevkiyat birimine gönderen hattı incelemeye alırlar.
Ve gözlem sırasında sahiden de bazı sabun kutularının hattan içi boş geçtiğini saptarlar. Mühendislere problemin halledilmesi için talimat verilir.
İki Çözüm üretilir.
Ya iki kişi tarafından kullanılan yüksek-çözünürlükte bir X-ışını cihazı geliştirilecek, hattan geçen bütün sabun kutuları izlenecek ve boş olmadıkları saptanacaktır;
Ya da güçlü endüstriyel bir elektrikli vantilatör hatta doğru yerleştirilecek, boş olan online casino kutunun hattın savrulması sağlanacaktır.
Bu iki örnek sık sık internette dolaşır ve “problemi anlayın ama daima çözüme odaklanın, karmaşık yöntemler yerine, basit, kolay yolları tercih edin” öğretisinin destekleyicisi olarak anlatılır.
Kısmen doğrudur ama yetmez! Çünkü giderilmesi gereken asıl ihtiyaç; birinci örnekte, “astronotların uzayda yazabilmesi”, ikinci örnekte de “müşteriye kutuda, doğru ürünün ulaşması”dır.
“Uzayda nasıl yazı yazarız?”a değil de tükenmezi uzayda nasıl akıtırız”a odaklanınca ya da “sabunların mutlaka kutulanmış olmasını nasıl sağlarız” yerine boş kutuları yakalamaya, yani, probleme odaklanınca o an akış çözülür ama sorunun tekrar oluşmamasından öte, asıl ihtiyacın algılanması atlanır! O yüzden diyorum ki, problemi anla, kök nedeni bul ama en önemlisi hemen akabinde “daima ve mutlaka asıl ihtiyaca odaklan!”…
Hepimizin çok sık yaptığı bir hatadır bu; “problem çözümüne odaklanmak”… Oysa asıl olan o sorunun çıkmamasına odaklanmak olmalıdır. “Kavgadan sonra barışmak, kayıptan sonra aramak” vb… ile ömürler tükeniyor… Ve yaşam patinaj yapan tekerleğe benziyor… Daha akıllı olmalı kendimizi, kaynaklarımızı, “problemleri asıl çıkaran, önceki adımları olumluya çevirmeye adamalıyız”. Gerisi boş laftır!