Hep tartışılan konulardan biridir. Çok yetenekli oyuncu, fazla yetenekli olmayan ama ışığı olan oyuncu, hiç bir şey yapmasa da sahneye yakışan oyuncu, teknik oyuncu v.s.
Hangisi daha iyidir?
Bunun cevabını vermek ya da kesin bir karara bağlamak tabii burada imkansız. Ama bu ayın oyununa geçmeden önce bu konuda azıcık da olsa ahkam kesmek istiyorum.
Devlet Opera ve Bale’de bir Erdal Uğurlu vardır. Sahneye aynı anda yüz bale sanatçısı çıkar daha siz sahnedekilere alışamadan onu görürsünüz, görmekle kalmaz aşık olursunuz ve temsil boyunca ondan gözlerinizi almakta zorlanırsınız. Oysa ondan daha iyi baletler vardır sahnede. İşte ışık denen şey budur…
Sonra bazı oyuncular vadır, onlar sahneden insin istemezsin hep seyretmek, hep bakmak istersin tıpkı yeni bir aşık gibi gözünü alamazsın…
Bazı oyuncular da vardır ki hem yetenek olarak çok üstündür hem de sanki başlarında bir hare vardır ki onlardan ülkemizde çoook azdır.
İşte bunlardan biri Altuğ Yücel’dir.
O’nu ilk kez yıllar önce OĞLUM ÇİÇEK AÇTI oyununda izlemiştim Ali Poyrazoğlu Tiyatro’sunda, sonra HAYVANAT BAHÇESİ’nde. Sahneye en çok yakışan ender oyunculardandır…
Geçtiğimiz ay Sahnekarlar’da İYİ AİLE ÇOCUĞU’nda izledim Yücel’i. Bıçak sırtı bir rolü bir vürtüöz ustalığında giyinmişti. Seyirci koltuğumda nefessiz izledim yanımda sevdiğim iki insanla birlikte. Tabii partneri Melda Gür’ün hakkını yememek lazım. Ben Norveç’e gitmeden çıtır kız olarak bıraktığım Gür’ü usta bir aktris olarak seyretmenin tadına vardım.
Kandemir Konduk’un daha önce “Kime Niyet, kime Kısmet” olarak yazdığı oyunu yönetmen Bora Severcan yepyeni bir yorumla İYİ AİLE ÇOCUĞU’na dönüştürmüş…
Oyunda özgün şarkıları Uygur Vural bestelerken, şarkı sözlerini Ömer Vatanartıran yazmış ama seslendirenler oldukça sürpriz star isimlerinden oluşuyor…
Toplumun ön yargılar sonucu dışladığı iki anti kahraman Emel ve Rüya zar zor geçiniyorlardır. Ekmek paralarını yatak odalarından çıkaran bu ikili bir gece evlerine dönerken çöp kutusuna ölmek üzere terk edilmiş bir bebek bulurlar.
Rüya onu karakola teslim etmek ister, ama Emel hayatı kötü başlayan bu bebeğin hayatını kurtarmak ister ve ona kendisi bakmaya karar verir. Emel’e göre hayatta herşey sevgi sayesinde düzelebilecekken, Rüya ise hayatın acı, kaderin tatsız olduğuna inanmakta ısrar eder.
Yaşadığımız hayatı traji komik bir şekilde eleştiren yer yer hüzünlü bu sıcacık komedide Kandemir Konduk’un bu çok önemli eseri, Bora Severcan’ın farklı yorumu ile yeniden can bulmuş…
Yolları açık olsun…
Ayşe Erbulak