Sevdiğini göster, söyle, yaşa, yaşat…
Sevgilerde
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
demiş Behçet Necatigil, hem de yıllar yıllar önce… Bu dizeleri okurken sevgisini göstermekten, söylemekten kaçınan insanlar düştü aklıma. Sevgi en temel, en doğal ve en etkili duygumuz. Üstelik her şeyin üstesinden gelen duygumuz.
Sevgiyle yaşanan her şey bizi güçlendirir. Sevgi bulaşıcıdır. Sadece sevmeye odaklanalım. Eğer demeden, yani hiç bir beklentiye bağlamadan. Çünkü demeden, yani sevdiğimizi sahip oldukları ya da olmadıkları için ölçüp, biçmeden. Her şeye rağmen diyerek sevelim. Şartlara bağlamadan, kıyaslamadan, ölçmeden yaşanan sevgi diliyorum hepimize.
O zaman sevelim, en güçlü duygu sevmek. Sevildiğinde duyguyu sen tam bilemezsin, sevdiğinde ise yüzde yüz sana aittir ve her hücrende hissedersin. “Sevgileri yarınlara bırakmayın.” Sevin ve sevdiğinize, sevdiğinizi söyleyin. Söylemek için özel bir şey beklemeyin, söylemekle yetinmeyin cesaretle yaşayın ve sevdiğinize de yaşatın vaktiniz varken, hem de aşk ile…