Soma’daki maden kazasından sonra göçüp giden madencilere, onların geride bıraktığı ailelere ulusça ağladık.
Maden kazaları söz konusu olduğunda ne yazık ki ülkemizin karnesi çok iyi değil. Dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci sıradayız.
Bu ölümleri en zor anlayabilecek ve kabullenebilecek grup ise çocuklar. Soma’da kaza meydana geldiğinde anne karnında, yeni doğmuş, okula giden, hasta olan, tedavi gören çocuklar vardı.
Pek çoğunun babası öldü. Daha da çoğunun babalarının yanında ağabeyleri, amcaları, dayıları da öldü.Bu felaketi yaşayan çocuklar ölümün ne demek olduğunu anlayamayacak yaştalar; anlayabilenler ise “neden”li, “nasıl”lı sorular sormaktalar.
Türk Dil Kurumu yası, “ölüm veya bir felaketten doğan acı ve bu acıyı belirten davranışlar, matem” olarak tanımlıyor.
Bu çocukların hayatlarında, birdenbire olumsuz bir değişiklik oldu. Yaşanan olaylar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar aynı hızla olumluluğa çevrilemez ama bu çocukların günlük yaşantılarında önce küçük pencereler, sonra da birer kapı açarak hayata tekrar başlamaları sağlanabilir. Yas süreci insanları, ölen kişi olmadan sürecek olan hayatlarına hazırlar.
Her kayıp insanoğlunu kaçınılmaz bir keder içine sürükler. Eğer kaybeden çocuksa durum daha farklıdır, hatta vahimdir.
Yakınlarını kaybeden bu çocuklara ilk etapta psikolojik destek vererek, yas sürecini tek başına yaşamamalarını sağlamak gereklidir.
Herkesin olduğu gibi çocukların da yas sürecine verdiği tepkiler farklıdır. Bazıları “giden”i yok sayar, bazıları da konuşmak, anlatmak isterler. Duygusal öfke, kabullenememe ve çaresizlik farklı biçimlerde açığa çıkar. Burada profesyonel yardımın devreye girmelidir. Psikologlar tarafından uygulanacak tedavi ile çocuk öncelikle önemsendiğini ve güvende olduğunu hissetmelidir.
Çocuk düşündüklerini söyleyerek, oyunlar oynayarak, resim yaparak, anlatarak, karşılıklı konuşarak, hatta TV seyrederek kısacası günlük rutinlerini devam ettirerek bu süreci atlatabilir. Kendisinin önemsendiğini görmesi ve etrafında ona yardımcı olmak isteyenlerin olması yas sürecini çabuk atlatmasına yardımcı olur.
Çok yakında okullar kapanacak. Yaz aylarında, STK’lar, vakıflar ya da kişilerin düzenleyeceği etkinlikler vasıtasıyla çocukların ruhsal açıdan takviye almaları, yeni eğitim döneminde yas sürecini sağlıklı bir biçimde atlatmış bireyler olarak hayatlarına devam etmesini sağlayabilir.
Bundan sonra yapılması gereken de, başta burs olmak üzere çeşitli yardımlarla çocukların ve geride kalan ailelerin yalnız olmadıklarının hissettirilmesidir.
Ülkemiz açısından yas süreci bitti, herkes normal hayatlarına döndü. Ama onların acıları çok taze ve soğumadı. Maddi ve manevi yardıma ihtiyaçları var.
Son bir söz: Hiç değilse bu yıl için “babalar günü” nü kutlamamak yerinde olur diye düşünüyorum.