Yelkenle Türkiye Turu Rekoruna Doğru

Başak Mireli, 1 Haziran’da Artvin Hopa’dan tek başına yelkenle İskenderun’a varmak üzere yola çıkıyor. Hedefi 1500 millik mesafeyi, hiç ara vermeden sadece yelken gücüyle geçerek “Türkiye Turunu Yelkenle Yapan İlk Kadın Denizci” olmak ve bir önceki zamanlamayı geliştirerek Türkiye Turu Rekoru ’nu kırmak. Amacı kadınların denizdeki varlığına dikkat çekmek ve daha çok kadını denizde görmek.

Solo seyre mesafeli duran bir amatör denizci olarak Başak Mireli’nin projesini öğrendiğimde ilk aklıma gelen şey karşılaşabileceği sorunlar oldu. İtiraf etmem gerekirse böyle zorlu bir yolculuğa çıkmasına anlam veremedim. Tek başına yapacağı seyirde yaşayabileceği güçlükleri düşününce ona neden diye sormak istedim. Mesela uykusuzlukla nasıl mücadele edecekti veya navigasyon cihazlarında sorun olursa ne yapacaktı, ya da deniz trafiğinin yoğun olduğu bölgede rüzgarsız kalırsa ne olacaktı? Yazmakla bitiremeyeceğim soruların yanıtını, onu tanımama vesile olan Deniz Kızları Platformu’ndaki bir sohbetten ve Başak’ın Marmara Denizi’nde yaptığı deneme seyri paylaşımlarından aldım. Başak’ın konuya hakimiyeti, sabrı, beklemediği durumlar karşısındaki dayanıklılığı ve çözüm bulma şekli, yola çıkma amacı, hayalleri ve cesareti oldukça etkileyiciydi. Başak solo seyrin yeterince tecrübe edilirse korkulu bir rüya olmayabileceğini düşündürdü bana. Artık zihnimde Boğaz’dan yelkenle geçen cesur bir kadın hayali var. İstedim ki bu hayale daha çok kişi ortak olsun. Gelin Başak Mireli’yi ve bu adrenalini yüksek projeyi yakından tanıyalım.

Başak sporcu ve denizci bir ailede büyümüş o nedenle çok erken yaşlardan beri denizle iç içe olmuş. Yelkene 14 yaşında Fenerbahçe Yelken Kulübü’nde başlamış. Üniversiteyi bitirince de eğitimlerini tamamlayıp İstanbul Yelken Kulübü sporcusu olarak yat kategorisinde yarışmış. Yelken eğitimlerine Kanarya Adaları ve İngiltere Solent Denizi’nde devam edip İngiltere’de Yachtmaster sertifikasını almış. Önce arkadaşlarıyla ortak, sonra da tek başına tekne sahibi olmuş.

ODTÜ’de hem psikoloji hem sosyoloji eğitimi almış. Uluslararası şirketlerde pazarlama iletişimi ve stratejik pazarlama yöneticiliği yapmış. Spora olan tutkusu onu motosiklet parkurlarına da götürmüş ve Trans Toros rotasını tamamlayabilen tek kadın olmuş.

2018’den beri eşiyle beraber teknede yaşayan Başak geçen sene iş yaşamına da nokta koymuş. Denizde olmanın özgürleştirdiğini düşünen Başak, eşiyle birlikte bir Dünya Seyahati planlamış. Temmuz ayında çıkmayı düşündükleri bu yolculuğun Atlantik geçişini yalnız yaparak bu seyri gerçekleştiren ilk Türk Kadın Yelkenci olmayı planlıyor.

Başak okyanus geçişi öncesi Türkiye’de ne yapabilirim diye düşünürken yeni bir projeyle karşılaşmış. Türkiye Yelken Federasyonu’nun yelken sporunu geliştirmek, sporcuları açık deniz yelkenciliğine teşvik etmek ve kıyılarımızın tanıtımını yapmak için oluşturduğu Türkiye Turu Rekoru projesine başvurup 9 ay boyunca hem kendini hem de teknesini bu proje için hazırlamış. Hazırlık sürecinde yemek düzeninden uyku düzenine teknedeki elektroniklerden yelken donanımına kadar her şeyle ilgilenmiş. Fiziksel dayanıklılığını artırmak ve konsantrasyonunu koruyabilmek için düzenli egzersiz yapmış.

Başak Nisan ayında Marmara Denizi’ndeki kalifikasyon parkurunu başarıyla tamamlayınca Türkiye Turu Rekoru denemesi için geçiş biletini aldı. Rekor denemesi sırasında teknede yalnız olsa da hazırlık sürecinde ona müthiş destek olan eşi, onu motive eden ailesi ve sevenleriyle çıkıyor aslında yola.

Neden solo seyir diye sorduğumda Başak şöyle yanıt verdi:

“Deniz özgürlüktür, çağdaşlıktır, uygarlıktır. Bir yarımada da yaşıyor olmamıza rağmen maalesef denizlerimizden uzağız. Denizlerimiz bizim için eşsiz bir kaynak ancak deniz ile toplum arasındaki çok yönlü ilişkiyi görmezden geliyoruz. Haliyle erkek egemen toplumumuzda kadınlarımız denizden daha da uzaklar. Solo Türkiye Turu sadece benim özgürlüğümle ilgili değil, erkek egemen denizlerimizde kadınların var olmasına dair de bir mesele. Kadınlarımız denizlerimizde çoğaldıkça özgürleşeceğimize inanıyorum ve bu çabamla genç yelkenci kadınlara güç, cesaret ve ilham kaynağı olabilmeyi umuyorum.”

Başak Mireli’nin seyrini @sailing_istanbul hesabından takip edebilirsiniz.

Arzu Tülümen

Önceki İçerikBir İlk Roman: Yemen Dilberi
Sonraki İçerikSınavlara Nasıl Çalışılır?
Arzu Tülümen
Deniz ve edebiyat hayatta bana keyif veren iki vazgeçilmez konu. Anadoluhisarı’nda denizle iç içe büyürken kitaplar ve hikâyeler yaşamımda hep var oldu. O yüzden belki de anlatmayı çok sevdim. Özel sektörde eğitim uzmanı, Devlet Okulları’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yaptım. Yıllar sonra yeniden üniversite öğrencisi olduğum bir dönemde, çocuk ve gençlik edebiyatı çevirisi çalışmalarım beni çocuklar için yazma konusunda yüreklendirdi. Deniz tutkum, amatör bir denizci ve yelkenci olarak devam ediyor. Yaz aylarımı deniz üzerinde geçiriyorum. O nedenle hikâyelerimde deniz ve denize dair konular ön planda. Denize Dönüş adlı kitabım Doğan Egmont, Mercanın Yelkenlisi-Liman Kentleri Çanakkale adlı kitabımsa Beta Kids tarafından yayımlandı. Yasemin Sungur’la yolum yazarken tıkandığım bir dönemde onun “Harekete Geç” adlı eğitimine katılmamla kesişti. Martı Dergisi’nde yer almaktan ve kitap sevdalısı arkadaşlarımla bir arada olmaktan mutluyum. Okumaya, yazmaya ve öğrenmeye devam…