Vakit buldukça internette farklı makaleler okuyup bana göre mantıklı olan yaklaşımları çıkartıyordum.
Olası alerjilerine karşın üç günde bir yeni bir meyve veya sebze vermek aklıma yatan örneklerindendi mesela.
Oğullarım beş aylıktan itibaren tek başına yemek yiyorlar. İki haftalık yutmayı öğrenme süresi hariç onlara ne püre verdik ne de yemek yedirdik. Kulağa inanılmaz geliyor, ama bu gerçek!
Üstelik herkes için çok da rahat ve kolay oldu diyebilirim. İşte Finger Food, yani parmakla yemek ile tanışın! Leon, dört aylıkken her anne gibi ben de bebeğimi ne zaman ve nasıl yemeğe alıştıracağım diye düşünmeye başlamıştım.
Artık püreyi önce bu şekilde yaparım, sonra şunu eklerim diye plan yapıyordum ki, Finger Food diye bir şeye rastladım. Çocukların başından beri tek başına elleriyle parça halindeki gıdaları yemeleri çok ilgimi çekti. Okudukça kararımız netleşiyordu. Evet, biz bunu kesinlikle denemek istiyorduk! İyi ki de denedik…
Temizlik Dert Olmamalı
Tabi ki, Finger Food’un bir dezavantajı var. Oldukça uzun bir süre yemek yere düşüyor. Evimizde bolca kedi ve köpek olduğu için bu konuyu hiç dert etmedik. Biz bir bez alana kadar dört patili dostlarımızdan biri yeri temizliyordu bile. Kedi veya köpeğiniz yoksa da bu önemli değil. Yemekten sonra biraz temizliğin, Finger Food’un avantajlarına karşın hakikaten önemsiz kalıyor.
Parça yemekler, çocuklar için boğulma tehlikesi oluşturuyor diyorsanız, sizi rahatlatabilirim. Çocuk sadece istediği miktar yemek ağzına aldığı için bu risk oldukça düşük. Üstelik yemekleri yutabilmek için iyice ezmesi gerektiklerini çok erken yaşta öğreniyorlar. Bir de çocuklar zaten yalnız yemek yememelilerdir.
Yemeklere Meydan Okumak
Leon beş aylıkken yaklaşık 10-14 günlük bir süre için püre yedirdik. Çünkü bebeğin her şeyden önce ağza gelen mamayı diliyle arkaya doğru ilerletmeyi ardından da yutmayı öğrenmesi gerekiyor.
Ama söyleyeyim, Leon bundan hiç ama hiç hoşlanmadı. Buna beş aylıkken başladık, çünkü okuduğum WHO ve başka kurumların araştırmalarına göre o yaştan itibaren anne sütü bebek için yetersiz kalmaya başlıyormuş.
Emzirilen bir bebek ilk günlerde çok fazla yemek de yemiyor, yani beş buçuk, altı aylıkken ancak düzgün yemek yemeye başlıyor. Leon beş buçuk aylıkken artık bir taraftan meme emiyordu diğer taraftan mamayı yutmayı öğrenmişti. Finger Food’a geçme zamanı gelmişti!
Biz aynı mantıkta devam ederek üç günde bir yeni bir gıda ilave ettik. Damakla ezebildiği çiğ veya pişmiş ve yaşına uygun her türlü sebze ve meyveyi teker teker verdik. Tabii ki, hepsi serçe parmağı büyüklüğündeydi. Muz, haşlanmış elma dilimleri, haşlanmış havuç, ekmek, peynir, patates, makarna, brokoli, karnabahar, kabak, kavun ve karpuz bunların bazı örnekleri.
İlk günlerde tabii ki on parçadan ancak biri ağzına gidiyordu. Doğal olarak Leon’un morali de bazen oldukça bozuktu. Minik elleriyle o parçaları kavramak ne kadar zormuş! Ama deneyerek öğrenmesi gereken bir şeydi. Düzenli olarak bizimle birlikte yediği üç öğünde Leon’a yemek verdik. Her seferinde merakla yemeği bekliyordu. Gıdaların ağızda farklı erime şekilleri, artık ayırt edebildiği değişik tatları ve çeşitli renkleri ilgisini çekerken yemek konusunda kendisi karar vermesi onu çok mutlu ediyordu. Her yemekte, büyük bir hırsla gözüne kestirdiği parçaları alıp ağzına atmaya çalışıyordu.
Meme Emmenin Doğal Devamı
Aç kalmaması için yemekten sonra Leon’u emziriyordum. Hemen hemen her gün el becerisi gelişiyordu. Artık daha fazla yemek ağzına koyabildiğine çok seviniyordu. Artık yemek seçmeye de başlıyordu. Biz bir öğünde ona 3-4 çeşit gıda, örneğin kahvaltıda tereyağlı ekmek, elma ve kaşar parçaları veriyorduk. O keyfine göre bazen hepsi, bazen sadece ikisinden yiyordu. Ama daima yiyordu, bu yüzden ona hiç karışmadık. Yiyebildiği miktar çoğalınca günde daha az meme istiyordu. Daha önce günde beş kere emzirmişsem artık iki ara öğün yeterli oluyordu. 7 aylık olunca artık o iki ara öğünde de meme istemiyordu. Çünkü istediği zaman istediği miktarda yemek yiyebiliyordu. Bir anlamda kendi kendine memeyi bıraktı. 7,5 aylıkken memeyi bırakmak tamamen Leon’un kararıydı benim değil.
Biz artık normal yemeklere döndük. Tabii ki baharat ve tuz oranı oldukça az yemekler pişirdik ama olsun, hepimiz birlikte aynı yemekleri yiyorduk artık! Buna salata da dahildi. Başından beri tek başına yemek yediği için yemeklerimiz hep ailece ve huzurlu geçiyor. Herkes kendi yemeğiyle ilgileniyor, kimse diğeri için vakit ayırıp yemeğinden mahrum kalmıyor. Eh, Leon’la Finger Food o kadar rahat olduktan sonra şüphesiz ki Luka da aynı şekilde yemek yemeği öğrendi. Leon 3,5 yaşındayken anaokuluna başladığında tek başına düzgün yemek yiyebilen tek çocuktu. Ondan 14 ay küçük olan kardeşi bile o zaman tek başına düzgün yemek yiyordu.
Bu konuda artık araştırmalar bile yapılmıştır. Örneğin İngiltere’deki Nottingham Üniversitesinden Psikolog Dr. Ellen Townsend’in 158 bebekle yürüttüğü araştırma Finger Food ile büyüyen çocukların ileride daha az oranda obez oldukları, ama daha fazla sağlıklı besinleri, şekerli yerine karbonhidratlı yiyecekleri tercih ettikleri ortaya çıkardı. Orasını bilmem, ama Leon ve Luka başından beri düzgün, fazla seçmeden, iyi miktarda ve en önemlisi, daima severek yemek yiyor.
Regina Roettgen Hakkında:
Almanya’dan 1989 yılında tatile geldiği Türkiye’nin insanına ve doğasına aşık olunca bir daha ülkesine dönmedi. 20 yıla yakın bir süre İstanbul’un merkezi semtlerinde oturduktan sonra işini her yerde yapabildiğine karar verip Büyük şehre yeter dedi. Bugün, eşiyle Özgür, iki küçük oğlu Leon ve Luka, tavuklar, 2 kedi ve 11 köpeğiyle İstanbul yakınlarında bir köyde yaşıyor. Alternatif yaşam stilini ve ilginç gündelik hayatı xlargeaile.blogspot.com adlı blogunda ilgilenen herkesle paylaşıyor.