Aktif, enerjik ve daha önceki jenerasyonlardan çok daha hareketliler. Hayır hayır, ne Z ne de Alpha jenerasyonlarından bahsetmiyorum. Bugünkü 50 yaş üstü insanlardan bahsediyorum. Kendilerinden önceki nesillerden çok daha farklı biçimde yaş alıyorlar. Bugünün emeklileri, girişimcilik yapıp kendi işlerini kuruyor, maraton koşuyor, açık sularda yarışıyor ve dünyayı dolaşıyorlar. Uzayan yaşam süresi ve yeteri kadar para ile sağlıklarına yatırım yapıyorlar. Özellikle sabahları yürüyor, daha dengeli besleniyorlar. Hatta Antalya Muratbey Belediyesi Yaşlı Evi’nde yaşayanlar gibi salon dansları dersleri alıp, Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılıyorlar.
Markalar Artık 60 Yaş Üstünü de Hedef Alıyor
1980’ler sonrası reklamlarda yer bulan algılar bugün değişti. #50newstart, #50andfabolous, #lifeafter60 gibi instagram sayfalarında “yeni cool” görüntüler ve yaşam tarzları var. Babyboomer jenerasyonu artık televizyon karşısında beslenmeye muhtaç bir jenerasyon değil! Dahası, umursanmayan bir kitle de değil. Birçok efsane marka da onlara hitap eden ürünlere pazarlama bütçesi ayırmaya başladı. Özellikle Amerika, Japonya gibi ülkelerde boomer jenerasyonu finansal sistemin büyük bir kısmını kontrol ediyor. WHO’ya göre 2050’ye geldiğimizde 60 yaş üzeri nüfus, ikiye katlanarak yüzde 12’den yüzde 24’e çıkacak. Ve “Gümüş Ekonomi” konsepti doğrultusunda tüm sektörler bu demografik kitleye –ve tabii ki yenilere de- uygun ürünler yaratabilmek için çalışıyor.
Ageist, Los Angeles merkezli bir medya şirketi. Uzmanlığı ilerlemiş demografik özellikleri olan ülkelerde pazarlama danışmanlığı yapmak. Kurucusu ve CEO’su David Harry, “4 yıl önce kimse kapımızı çalmazken, şimdi koşarak geliyorlar” diyor. Daha önce istenmeyen dokunulmayan, terk edilen kitle şu an tam tersi durumda: Yeni cool.
Uzayan insan ömrü, 60 yaş üzeri popülasyonu, daha sağlıklı bedende, daha keyifli yaşam sürme amacı ile kendine ve çevresine olumlu enerji saçarak örnek olacakları bir yaşam tarzına çekiyor. Turizm, güzellik, gıda, giyim gibi sektörler de bu kitleye özel olarak odaklanmaya başlayarak farklı seçenekler sunuyorlar. Ama tabii ki bu kolay bir iş değil. Çünkü herkes aynı şekilde yaş almıyor. Doğduğunuz yer, büyüdüğünüz, çalıştığınız ortam, yaşadığınız stres her birimizde farklı izler bırakıyor. O yüzden yaklaşık 20 yıllık bir fark olan dev bir hedef kitle var.
Bu arada, bu demografik, tahminlerin ötesinde teknolojik. Sosyal medyada, telefon başında günde ortalama 5 saat geçiriyorlar. Ulaşamadıkları her yere ve her kişiye ellerindeki akıllı telefonlar ile ulaşıyorlar. Ve artık buradan alışveriş yapmayı da öğrendiler. Süpermarkete gitmek yerine internetten sipariş veriyrolar ve vakitlerini daha çok kendilerine harcıyorlar. Üstelik birçok sitede araştırma yapıp en uygun fiyata olan ürünü bulup alıyorlar. Birçoğu, PRP, kalça/diz transplantasyonu, kaş şekillendirme, göz kapağı aldırma gibi işlemleri lüks değil gereklilik olarak görüyor. Ve hiç korkmadan bıçak altına yatıyorlar. Gerçekten, hayat tecrübesi dolu ama daha az stres taşıyan bu yeni cool kitle oldukça ilham verici.
Ece Sueren Ok