Yeni senede yeni hedefler belirlemeden önce geçmiş yılın muhasebesini yapmak daha önemli gelir bana her zaman. Geçen sene neleri istedik, ne gibi hedeflerimiz vardı, hangilerini sürdürebildik, hangilerini tamamladık? Ulaşamadıklarımıza neden ulaşamadık? Nerelerde bocaladık? En önemlisi de en çok ne için zaman ve çaba harcadık? En çok ne için tasalandık veya endişe ettik? Uygulanabilir ve anlamlı hedefler koyabilmek için bu sorulara cevap vermek önemli. Yoksa aynı döngü içinde kendimizi tekrar eder dururuz.
Kendini bildim bileli plan yapmayı, belli amaçlar koymayı sevmişimdir. İlkokuldayken bile neleri yapacağımı planladığım minicik defterlerim olurdu, çoğunda ödevlerim yazardı ama o ödevi yazarken bile gideceğim yolu planlardım. Çok iyi hatırlıyorum. Diyelim ki sosyal bilgiler dersinden ilk ünitenin özeti çıkarılacak ve Türkiye haritası çizilecek. Bunun adı, ödev. Ama o dersle ilgili haritayı güzel çizmek için mahallemizin köşesindeki kırtasiyeden renkli kuru boya kalemleri ve haritayı dosyalamak için alacağım karton dosyayı almak da yazılı olurdu o minik defterde. Dolayısıyla günlerden Cuma ise ve okul dağılmışsa ödev defterimi kontrol edip, önce kırtasiyenin yolunu tutardım. Malzemelerim eksikse tamamlar, sonra eve gelip ödevlerimi tamamlardım. Hatta defterimin kenarını bile küçük küçük süslerdim. Yani o haftalık “hedef”ime ulaşmış olurdum.
Basit, kolay, ulaşılabilir hedefler
Yaptıkça yenisini ekleyebileceğiniz hedefler… Buradan öğreneceğimiz en temel şey, insanın kendini hedeflere boğmaması gerektiği. Bir şeye ulaşmak, gelişmek, değişmek hemen bir anda olmaz, mutlaka zaman alır. Ve zaman aldığını da kabullenmek gerekir. İnsanın benimsediği hayat tarzını, alışkanlıklarını, bazı huylarını bir anda iyi yönde değiştirmesi zordur. İllaki istisnalar vardır ama bunun için kocaman bir irade ve düşmeyen bir motivasyon gerekir. O yüzden mümkün mertebe hedefleri mantıklı, kısa vadede ulaşılabilmesi mümkün, sayıca az tutmak ve iyi odaklanmak gerekiyor.
Zaten bir şey hayatımıza yerleşince, benzer nitelikteki diğer şeyleri de çekmeye başlarız. İyi de olsa kötü de olsa bu böyledir. Büyük yanlışlar yapan insanlara baktığınızda o noktaya gelene kadar başka başka küçük hatalar yaptıklarını görürsünüz. Benzer şekilde yaptığınız iyiliklerde samimiyseniz, doğru ve dürüst bir hayat sürmüşseniz, ummadığınız zamanda istediğiniz kapılar bir bir açılmaya başlar. Kötü alışkanlıkları olan bir insan, beslenmesine dikkat etmez, sağlık kontrollerini aksatır, hayatını düzene sokmakta zorlanır. Yahut spora başlayan biri, beslenme rutinini değiştirir, içtiği su miktarını hesaplar gibi… Önemli olan yola çıkmak ve küçük de olsa sağlam adımlar atmaktır. Koşarsak yolun yarısında kalabiliriz, bu yüzden durmadan emin adımlarla yürümek daha güzel.
“Allah’ın en sevdiği amel, az da olsa devamlı olandır.”
Şüphesiz kendimizin en iyi versiyonuna ulaşmak için birçok hedef var önümüzde. İçinde bulunduğumuz şartlar buna uygun mu? Değilse, gerçekçi olup birkaç hedefle sınırlı tutalım kendimizi. Çok hedef koysak bile önümüzde birkaç tane hedef yıldızlı olsun mesela. Öncelik onlarda olsun. Gayretimiz her alanda iyiyi seçmek üzere olsun. Mesele, sadece birini tercih edeceksek, bu, mutlaka odağımızda olmalıdır.
Hayat bize her gün yepyeni bir sayfa açar. Bu fırsatı doğru değerlendirenlerden ve o sayfanın kenarlarına kuru kalem boyalarla çiçekler çizenlerden olalım.
İyi seneler!