Her yıl yeni bir ümit, yeni bir heyecan.
2020 boyunca, sancılarımız da oldu, şükürlerimiz de. Sizce başımıza gelenlerin sebebi, ortak bilincimizin yansıması olabilir mi? Bireysel olarak, hayata karşı sorumluluklarımızın farkında mıyız? Yeryüzünde bunca kötülük, savaş, ihanet, çarpık düşünceler, hırsızlık, yalancılık, bencillik, meydanı boş bulmuş hızla artarken, biz bu durumu değiştirmek için bir şeyler yapıyor muyuz?
Cesaret ve sevgiyle bakabilseydik eğer, 2020 bu kadar korku, tutsaklık, hastalık barındırır mıydı? Birbirinden uzak kalarak iyileşmeye muhtaç kalır mıydı insanlık? Hangi ara birbirimizi desteklemeyi bıraktık da korkular bizi tek tek ele geçirdi?
Aşk, neşe, şükür, yardım, iyi niyet, sohbet, sevinç, merak, çalışmak, okumak, öğrenmek, kendimizi geliştirmek, sevgiyi yaymak, pozitif düşüncenin gücünü araştırıp, aktarmak sorumluluğunda olduğumuzun farkında mıyız?
Aklımızdan geçirdiğimiz her niyetin, geleceğe şekil verdiğini biliyor muyuz?
Gerçek mutluluğun, menfaate ihtiyacı yoktur. Duru bir sevgi içindeysek, mutluluk bizimdir.
Bir deniz kıyısında doğayı seyretmek, insan ruhuna şifadır. Çok uzaklara gitmeden de evimizin penceresinden başımızı uzatıp, kuş seslerini, ağaçları, yağan yağmuru, üzerimizde sakince salınan bulutları, içimize çektiğimiz tertemiz havayı, o muhteşem huzuru hissettikçe, artacak tüm güzellikler. Korkularımıza rağmen hayatın yaşanacak kadar güzel olduğunu fark edelim.
Kötülüğü yayan çığırtkanlar kadar cesaret ve kararlılıkla sevgiyi yaymayı, dostça yaşamayı, birbirimize destek olmanın verdiği güven ve huzuru, iyiliği ballandıra ballandıra anlatmalıyız ki, kötülerden daha fazla olalım. Böylece pozitif düşünce, dünyayı sarsın.
“İyiliğin ilmine sahip olmayana,
Bütün diğer ilimler zarar verir. “
Montaigne
Geleneklerimizin, yaşama can katan motifleri, şüphesiz bize iyi gelecektir.
Düğünü olana, ihtiyacını sormak,
Cenaze çıkan eve yemek götürmek,
Dostuna sımsıkı sarılmak, aile ziyaretleri,
Bunları özledik mi?
Ne dersiniz?
Semra Çetin