Yeniden Başlayan Hayat: Çini Tutkusunun Peşinde

Kırk altı yaşındayım ve kendimi hiç bu kadar genç hissetmemiştim. İçimde akan kanın hızlanışını, kalbimde yeniden canlanan heyecanı hissediyorum. Çini tutkum hep vardı, ama şimdi bu sevgi beni bambaşka bir hayale yönlendirdi. Çocukken, rahmetli Okşan yengemin evinde gördüğüm çini desenleri, hayallerimin ilk kıvılcımı oldu. O desenlere bakıp, bir gün ona kendi ellerimle yapacağım çinileri armağan edeceğimi düşünürdüm. Bugün bu hayalime yaklaştım, ama ne yazık ki yengem bunu göremeyecek. Belki bir gün onun adına bir sergi açmak kısmet olur; kim bilir?

Hayaller Gerçeğe Dönüşüyor

Bu sevda yıllarca içimde büyüdü ve sonunda hayalimden bir adım öteye geçip, kendi gerçeğime dönüştü. Bugün artık Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde çini bölümünde bir öğrenciyim. Kolay bir karar değildi, ama bunu yapmak zorundaydım. Altı yıl önce beyin ameliyatı geçirmiş, ölümün kıyısından dönmüştüm. Bu deneyim bana hayatın ne kadar değerli olduğunu, hayallerimin peşinden gitmek için cesur olmam gerektiğini gösterdi. Artık ne istediğini bilen, hedefleri doğrultusunda yürüyen biri olarak, konfor alanımdan çıkmaya karar verdim.

Yeniden Sınavlarla Yüzleşmek

İlk tercihimi İstanbul’dan yana yaptım. Lisede kazanamadığım Mimar Sinan Üniversitesi yetenek sınavına yeniden başvurdum. O gün, yüzlerce gençle birlikte sınav salonunda saatlerce çalışarak resmimi tamamladım. Kazanamayacağımı bilsem de, kendi sınırlarımı zorlamak ve tutkumu yaşamak adına bu sınavı kendim için verdim. Kendi yeteneklerimi yeniden keşfetmek, bana tarifsiz bir mutluluk ve deneyim kazandırdı.

Ailemin Desteği ve Gururu

İstanbul’da istediğim okullara yerleşemeyince, kızım Beyza ile ek yerleştirmelerde şansımı denemeye karar verdik. Sonuçlar açıklandığında, kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kütahya’ya yerleşmiştim! O an evde mutluluğumu paylaşırken, kızım Beyza ve eşim Levent’in yüzlerindeki hafif burukluğu ancak sonradan fark ettim. Bu, benim için bir dönüm noktasıydı ama onların da desteğini almam gerekiyordu. Özellikle oğlum Kaan’ın desteği, bu yolculukta bana gereken cesareti fazlasıyla sağladı. Kaan’ın bu olgunluğu beni çok gururlandırdı.

Kütahya’ya İlk Adım: Tren Yolculuğuyla Gelen Heyecan

Kütahya’ya ilk adımımı atarken yanımda bana kapılarını sonuna kadar açan sevgili Nimet vardı. Çini sanatında ustalaşmış olan Nimet, fırçasını adeta dans ettirerek sanatını icra eden, Kütahya’nın en başarılı kadın sanatçılarından biri. Onunla tanışmam, çini tutkusunu bana aşılayan sevgili Kifayet hocam sayesinde oldu. Nimet’in evine adım attığımda, burada kendimi asla yalnız hissetmeyeceğimi anladım.

Trenle Kütahya’ya doğru yola çıktığımda, içimde tarif edilemez bir heyecan vardı. Bu, benim için hayatımın ikinci perdesiydi. Kütahya garına yanaştıkça, hayallerim gerçek oluyordu. Her motif, her desenle, hayatımın en güzel anılarını işlemek için sabırsızlanıyordum. Çini sanatına olan aşkım, yaşım ilerlese de beni genç hissettiriyordu.

Yeni Bir Şehirde Hayata Başlamak

Tren garında gençlerle birlikte inip, elimde çantalarla minibüsü öğrenmek için yola koyuldum. Sora sora yolumu buldum; bu bile bana büyük bir özgüven verdi. Minibüse bindiğimde, elimde çantalarımla yeni hayatıma doğru ilerlediğimi hissettim. Her şey çok yeniydi, ama heyecanım tüm zorlukları göze almam için yeterliydi.

Çini Sevgisi İçin Çıktığım Bu Yolun Başlangıcı

Bu şehirde çini aşkımı yaşayacak, her motifte kendi hayatımın desenlerini işleyecektim. Turnet kullanmayı öğrenmekten sevdiklerime hasret çekmeye kadar, beni farklı bir dönem bekliyordu. Çini sanatıyla yeniden doğduğum bu şehirde, yeni düzenime adım atmanın heyecanı içindeyim.

Hoş geldin yeni hayatım!

Önceki İçerikGünlük Hayatta Enerjiyi Dengeli Kullanmak İçin İpuçları
Sonraki İçerikDünyada Görmek İstediğin Değişimin Kendisi Ol