Zeytin Ağacı – Aile Ağacı

Çalışıp didinip cerrah olmuştu, şimdi yeni bir hedefi vardı; yurt dışında bir bölüme transfer olmak. Ada’nın tüm başarıların yanı sıra yakın arkadaşlarından birinin kanser olması onu çok üzüyordu. Tüm çabaları onun kurtarmak da olsa arkadaşı Sevgi gözünün önünde kuruyordu. Diğer bir arkadaşları Leyla ise olumlu ve neşeli tavırları ile herkese moral vermeye çalışırken hiçbir şeyi dert etmiyor gibi duruyordu.

Tüm macera Sevgi’nin Köken Aile Açılımı isimli çalışmayı denemek istemiyle başlıyordu. Bu çalışma diyordu ki – her hastalığın, olayın ardında yatan bir travma veya atalara dayanan bir trajedi vardır…

Bu doğru olabilir miydi? Atalarımızın öldürülmesi, göç etmesi, sevdiklerine kavuşamamaları, anne babalarına karşı kendini ifade edememeleri, onların sorumluluklarını paylaşmaları, nesiller sonra bizleri nasıl etkilerdi?.. Daha da ilginç olanı bizi hiç tanımayan insanlar bizim atalarımızı ve bizi nasıl temsil ediyordu?

Önce Sevgi denemeye karar verdi; daha çocukken gözleri önünde öldürülen babasının acısıyla yüzleşti, annesinin eşi durumuna düşüp evde bir çocuk için fazla olan yükleri sırtlandığını fark etti. Tedavisini elbette bırakmamıştı… Bir ay içerisinde çok daha sağlıklı gözüküyordu. Hastalık ona bir mesaj veriyordu sanki uyan ve fark et… Ada’ya göre bu geçmiş tedavilerin sonucuydu. Her ne kadar değerler inanılmayacak kadar iyi olsa da bu çalışmanın işe yaradığını kabul etmek istemiyordu.

Her defasında suya girdiğinde boğulacak gibi hisseden Leyla’nın çalışmasında ise anneannesinin Girit’ten göçerken birisi tarafından suya atılıp boğulması ortaya çıktı. Onun hissetleri acıları, korkuları Leyla da hissediyordu. Anneannesini onurlandırdıkça Leyla’nın sudan korkusu bitmişti.

Geçmişteki aile dinamikleri en ilişkilerde kendini gösteriyordu. Kurduğumuz ilişkiler, hayatımıza çektiğimiz olaylar bastırdığımız yanların yansımalardan oluşuyordu. Annemiz, babamız yerine koyduğumuz insanlar. Onların yaşadıklarının aynısını veya tam tersini yaşamak ve tüm bunlar karşında geliştirdiğimiz inatçı parçalar; güçlü, öfkeli, çok çalışkan, eril, aşırı alışveriş veya eğlenceye düşkün… vb.

Olumlu gelişmeler olsa da Ada hala olan bitene inanmak istemiyordu. Ayrıca olumlu gelişmelerin yanı sıra farkındalık kazandıkça olumsuz durumlar da ortaya çıkmıyor değildi. Sevgi, annesinin onun çocuk yerine koymasından bıkmış ve annesine bunu anlatınca araları bozulmuştu. Leyla, eşine verdiği sınırsız toleransı sorgular olmuş ve yapayalnız kalırsa ne olacağında endişe eder hale gelmişti. Kendisinin hayatında da yeniden aldatılıyordu… Ada’nın geçmişinde ise hiç bilmediği olaylar vardı. Anneannesinin ablası genç yaşta trajik olayların sonunda can vermişti. Yaklaşık 100 sene öncenin duyguları hala bugünkü kadar tazeydi – büyük travmaları zaman iyileştirmiyordu. 

Olay olayları takip ederken artık biliyordu Ada: Her ne kadar ispat edemese de bu çalışma geçmişi anlamamıza, olan olayları, aile bireylerini oldukları gibi kabul etmemize ve özgürleşmemize fayda sağlıyordu; çalışmaya devam edecekti, zeytin ağaçlarının arasında…

Zeytin ağacının altında nur içinde yat babam…

Deniz Öztaş

Önceki İçerikKültürel Mirasımız: Yerebatan Sarnıcı
Sonraki İçerikOkul Alışverişi için İhtiyaç Listesi
Deniz Öztaş
TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı. Bir nefeslik mola verilen durakta kendini öğrendiklerini uygulama ve paylaşmak amacıyla araştırmaya ve yazmaya başladı… Önce insanoğlunun hayatında önemli bir yeri olan bilinçaltını inceledi. Daha sonra bireylerin de ötesinde onları derinden yönlendiren kolektif bilinçaltına merak sardı… 2014 yılında Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak dersi vermeye başladı. 2011 yılında tanıştığı Psikolog Bert Hellinger’in çalışması Aile ve Organizasyon Sistemi Terapisi konusunda eğitimleri Svagito Liebermeister ve Ralph Willmann‘dan aldı. Hem şirketlere hem de bireylere uygulanabilen Aile ve Organizasyon Sisteminin Uygulayıcısı olarak çalışmaya devam ediyor. Yasemin Sungur ile tanıştığı 2010 yılından beri ondan aldığı ilhamla MARTIDAŞ Öztaş olarak yazılarını paylaşmaya devam ediyor. Gezmeyi, kitap okumayı ve film seyretmeyi çok seviyor.