Zor İnsanlarla Konuşmanın 8 Yolu

Birçoğumuzun üstünlük taslayan insanlara karşı alerjisi vardır. Bu tür insanlar diğer insanları küçümseyerek ve aşağılayarak konuştuklarında hepimizin sinirleri zıplar. Tepkisiz ve sakin kalmaya çalışmak için çok çabalamanız gerekebilir. Savunmaya geçmek bazen sadece durumu zorlaştırabilir. Savunmaya geçtiğinizde kendi içsel huzurunuzu, kendinize güveninizi ya da değerli bir ilişkiye dair bir şey öğrenme şansınızı kaybedebilirsiniz.

Bu durumun en iyi tarifi Hulk filmindeki Bruce Banner karakteridir. Bruce Banner ne zaman bir tehdit hissetse Yeşil Dev-Hulk’a dönüşüyordu. Arkasında da epeyce bir dağınıklık bırakıyordu. 

Peki zor kişilerle nasıl başa çıkarız?

Zor kişilerin kazanmasına izin vermeyerek işe başlayabiliriz. Bunun için kendini geliştirmiş insanların yöntemlerini deneyebilirsiniz.

  1. Zor Kişilerle İlgili

Bilinmesi gereken en önemli şey, biri size siz istemeden ders veya tavsiye verirken, suçlarken ya da saldırıya geçerken sık sık kendinden bahseder. Ona tepki vermeden önce söylediklerinin ona yapılmış olabileceğini hayal edin.

  1. Beni duyabiliyor musun?

Varsayalım konuşmasını durduramadığınız ve cevap vermek istediğinizde sizin sözünüzü sürekli kesen biriyle başa çıkmaya çalışıyorsunuz. İşaret parmağınızı kaldırıp basitçe “ben daha bitirmedim; bir dakika lütfen” diyebilirsiniz. Ya da cevabınızı derinleştirin ve şu sözleri paylaşın “Gerçekten daha sözlerimi bitirmemiştim ve sen beni bölüp konuyu değiştirdiğinde, söylemem gerekenle ilgilenmediğini düşünüyorum.” Eğer yerinde duramayan biriyse onu dinleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra, ona “anlattığım şey bitmeden beni bölüp konuşmaya başladığında söylediklerini gerçekten dinlemek istesem de maalesef odaklanamıyorum ve seni doğru bir biçimde duyamıyorum” diyebilirsiniz.

  1. Kendinizi- nasihat vermeden- duyulur kılın.

Bazı duygu ve düşüncelerinizi biriyle paylaşmak istiyorsunuz ama öğütlerini istemiyorsunuz. Hayal kırıklığınızı engellemek için onlara baştan bir hikâye ya da deneyim paylaşacağınızı ama tavsiye istemediğinizi söyleyebilirsiniz. Onlara sadece dinleyip dinlemeyeceklerini sorabilirsiniz. Eğer durum anlattığınız kişiyle anlaşmazlık yaşayacağınız bir yere doğru gidiyorsa, “Bana katılman gerekmiyor ama ne anlattığımı anlayabiliyor musun?” gibi bir cümle ile bitirebilirsiniz. Eğer gerçekten birinin tavsiyesini istiyorsanız ama aynı zamanda yapmak istediğiniz şeylere dair özgürlüğünüzü korumak istiyorsanız, karşınızdaki kişiyi üzmeden ya da ona bağlı kalmadan baştan şöyle söyleyebilirsiniz: “Fikrini merak ediyorum yine de kararı ben vermek istiyorum, bana uymasam bile bir tavsiye verir misin?”

  1. İyi bir dinleyici olun

Söyleyebileceğiniz birkaç şeyden bahsettik ama en gerekli Ninja stratejisi dinlemektir. Karşınızdaki kişiyi gerçekten dinleyin. Ne söylediğini ve söylediklerinin altında ne hissediyor olduğunu anlayın. Sonra tekrar edin, böylece onları gerçekten anladığınızı bilecekler. İnsanların ne söylediğini anlamamıza yarayan bu basit hareket, iletişimlerimizdeki birçok anlaşmazlığı azaltabilir. Karşınızdaki kişinin söylediklerine katılmak zorunda değilsiniz; iyi dinlemek katılmak anlamına gelmez, yalnızca karşınızdakinin bakış açısını anlamanız anlamına gelir. Ninja dinleme karşınızdakinin bakış açısını anlamak ve anlayışlı bir biçimde ne duyduğunuzu ona söylemek ile ilgilidir. Bir insan dinlendiğini ve anlaşıldığını hissettiğinde sizi daha iyi duyabilir ve sağlıklı bir iletişim kurulmuş olur.

  1. Kontrolü bırakın

İlişkilerde en yanlış anlaşılan en önemli unsurlardan biri kontroldür. Belki de bu, çok fazla yanlış davranışlara maruz kalmaktan kaynaklanıyordur. – yönlendirici konuşma taktikleri örneğin “ilk konuşan kaybeder” gibi taktikler, iletişimde başarılı güven oluşturmanın düşmanıdır. Bireyler bu yaklaşımda kendilerini yönlendirilmiş hissederler ve dolayısıyla savunmacı, pasif-agresif biçimde cevap verebilirler. Unutmayın ki ilişkiler kazanılmaz, kaybedilmez. Sonucu kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçin. Analiz yapmayı ve yargılamayı bırakın ve açık bir zihin ve kalple sadece dinleyin. Karşınızdaki kişi konuşurken zihninizi söylemek istediklerinizden ve nasıl cevap vermek istediğinizden arındırın. İyi dinleme ve anlama, beyniniz kendi cevabınızı değerlendirirken, kontrol ederken, ona dair strateji oluştururken ve onun hakkında düşünürken oluşmaz. Bağlantı fırsatını kaçırırsanız, karşınızdaki kişi bunu hissedebilir, daha savunmacı olabilir ve kazanma/kaybetme tarzı ilişki kurabilir. Çünkü söyledikleri duyulmayan biri olarak “kaybettiğini” hisseder.

  1. Ninjaların da sınırlara ihtiyacı vardır

Dünya sadece anlatmak isteyen kişilerle dolu oysa yeterince iyi dinleyiciler yok. Yani dünya problemlerini anlatmak isteyen insanlarla dolu. Bu problem bombardımanı aile üyeleri ya da yakın arkadaşlarla olduğu zaman iyi olabilir. Ancak diğerleri için bazı sınırlar koyun. Belki, bir iş arkadaşınız kendi kişisel problemleri hakkında yeniden konuşmak isteyebilir ama gerçekten zamanınız ya da enerjiniz olmayabilir ve dikkatinizi işinize vermeniz gerekebilir. Sakince onu daha fazla dinleyemeyeceğinizi çünkü işinizi yapmak zorunda olduğunuzu hatırlatın.

  1. Sevgiyi sürdürmek uyumla ilgilidir.

Bir partneri ya da eşi kazanmanın iki anahtarından biri; çiftlerin nasıl iletişim kurduğu ve anlaşamadıklarında bu sorunu nasıl giderdikleridir. Çiftler Ninja dinleme becerilerini etkili bir biçimde kullandıklarında yani doğru biçimde anlayıp, birbirlerinin bakış açılarına saygı duyduklarında, birbirlerini değiştirmeye çalışmazlar ve sağlıklı bir bağlanma oluşur. Anlaşmazlıklarda bile sevgi ve tamamıyla kabul etme, anlaşmazlığın üstüne baskın çıkar ve ilişkiler tamir edilebilir. İki kişi arasında bakış açısı bakımından büyük farklılık olduğunda, değer yargılarında veya bir ya da her iki taraf diğerini değiştirmek istediği durumlarda problem oluşur. Sizin ve partnerinizin/eşinizin harika iletişim kurup kuramayacağınıza ve birbirinizi saatlerce dinleyip dinleyemeyeceğinize karar verin. Geçmişteki iletişim ihtiyaçlarınıza bakın. O ya da siz konuşurken tolerans olup olmadığını ya da ikinizin de gizlice ya da açıkça diğerinin değişmesini isteyip istemediğini fark edin.

  1. Konuşma özgürlüğünüzü kullanın.

Duygularınızdan ya da kendi gerçekleri konuşmaktan korkmayın. İnsanların duygusal olarak engellenmesine kızmasının bir nedeni de kendi rahatsızlık duygularını hissetmekten korkmalarıdır. Diğerlerine uymak istedikleri için asıl hissettiklerini ifade etmezler. Hangi filmi izlemek istediğini, hangi yemeği yemek istediğini ya da gerçekten yapmak istediği şeyi paylaşmayacak, bunun yerine kendini karşısındakinin isteğine bırakacaktır. En sonunda bütün bunlar saatli bombaya dönüşür. Birleşen hayal kırıklıkları bir gün tek seferde ortaya çıkar. Öfkelenerek ifade etmeden önce duygularınızı dinleyin. Şöyle söyleyin:

“Üzgünüm, gerçekten yine hamburger yemek istemiyorum.”

“İş yüzünden çok yorgunum ve gerçekten bu akşam senin ve çocukların yardımını isteyebilirim”
“Eksiklerimi söylediğinde incinmiş hissediyorum ve kendimi senin sandığından çok daha fazla hırpalıyorum. Bana biraz daha nazik davranıp destek olabilir misin? Bunu gerçekten isterim.”

Hayat bir öğrenme sürecidir ve kimse mükemmel değildir. Bazen en becerikli Ninjalar bile hedefi ıskalayabilir. Kendinizi bu yüzden hırpalamayın; sadece denemeye devam edin. Bu bir sanattır ve uyguladıkça alışkanlık haline getirebileceğimiz bir beceridir. Bizi neyin tetiklediğini keşfetmek ve kendimizi komik duruma düşürecek bir tepki vermek yerine sağduyumuzu kaybetmeden kendimizi sakinleştirmek uzun vadede yararlı olabilir.

Nermin Sarıbaş

Psikoterapist

 

Kaynak: Key, K. (2014, November 26). 8 Ways to Talk to Difficult People 

Psychology Today. Retrieved from

https://www.psychologytoday.com/blog/counseling

Önceki İçerikŞekersiz Hayata Neden ve Nasıl Geçtim?
Sonraki İçerikÇocuklarla İletişim
Nermin Sarıbaş
Uzman Psikolog/psikoterapist. Okur, yazar, terapi yapar, kedisever, doğa dostu martıdaş.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz